Arazi Alırken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Arazi alırken birçok dikkat edilmesi gereken husus vardır. Sizin için önemli olduğunu düşündüğümüz faktörleri sıralamaya çalıştık. İşte dikkate almanız gereken bazı hususlar :
Amaç: Arazi almadan önce amacınızı belirlemek önemlidir. İnşaat yapmayı planlıyorsanız, arazi üzerinde yapılaşma izinlerini kontrol etmek önemlidir. Eğer tarım veya bahçecilik gibi faaliyetler için kullanmayı düşünüyorsanız, arazi toprağının verimliliği, sulama olanakları ve bitki yetiştirme potansiyeli gibi faktörleri değerlendirmelisiniz.
Konum: Arazi alırken konum önemlidir. Arazi, ulaşım ağlarına yakın olmalı, gerekirse su kaynaklarına veya diğer altyapıya kolay erişim sağlamalıdır. Ayrıca, arazinin gelecekteki değeri için bölgenin gelişme potansiyelini değerlendirmek de önemlidir.
Toprak Verimliliği: Tarımsal amaçlarla kullanmayı planlıyorsanız, arazinin toprak verimliliğini araştırmalısınız. Toprağın verimli olması ve tarım için uygun koşullar sağlaması önemlidir. Toprak analizi yaparak toprak özelliklerini öğrenmek faydalı olabilir.
Yerel İmar ve İnşaat Kuralları: Eğer araziyi inşaat veya ticari amaçlarla kullanmayı düşünüyorsanız, yerel imar ve inşaat kurallarını öğrenmek önemlidir. Arazi üzerinde yapılaşma için gerekli izinlerin alınabilmesi ve planlarınızın bu kurallara uygun olması gerekmektedir.
Doğal Tehlikeler: Araziyi satın almadan önce, arazinin doğal tehlikelere karşı potansiyel maruziyetini değerlendirmek önemlidir. Örneğin, sel, heyelan, deprem gibi doğal afetlere karşı riskleri araştırmalı ve buna göre karar vermelisiniz.
Altyapı: Arazi satın alırken, altyapı olanaklarını göz önünde bulundurmalısınız. Elektrik, su, kanalizasyon gibi altyapı hizmetlerinin araziye bağlanması veya getirilmesi için ek maliyetler veya zorluklar olabilir. Bu konuyu araştırarak gelecekteki kullanımınız için gerekli altyapının sağlanabileceğinden emin olmalısınız.
Finansal Değerlendirme: Arazi alırken, maliyetleri değerlendirmek önemlidir. Satın alma maliyeti, tapu ve diğer yasal masraflar, vergiler, sigortalar ve gelecekteki bakım ve giderler gibi faktörleri göz önünde bulundurmalısınız. Ayrıca, arazinin değeri hakkında bir değerlendirme yaparak yatırımınızın geri dönüşünü değerlendirmelisiniz.
Arazi alırken bu faktörleri göz önünde bulundurmak, daha bilinçli bir karar vermenizi sağlayacaktır. Ancak unutmayın, arazi alımıyla ilgili kararlarınızı almadan önce uzmanlardan danışmanlık almak çok daha faydalı olacaktır. Yelken Mülk Yönetimi A.Ş. ailesi olarak bu süreçte her zaman sizinle olacağımızı hatırlatmak isteriz.
Acı olaylar hepimizi derinden etkiliyor bu doğru.. Lakin bunun için önlemlerimiz neler ? İşte orası tartışılır. Neyse, değerli okuyucularımız bugün sizlerle deprem gerçeğini tartışmayacağız. Biz üzerimize düşen deprem esnasında insanların maddi/manevi hasar almamalarını sağlayacak bazı ip uçlarını konu edindik.
Devasa rezidanslardan, gökdelenlerden tutun daire ve müstakil yapıda ki gayrimenkullerin inşasında kullanılan ''Beton'' unsurundan başlayabiliriz. Beton geçmişini incelediğimizde : Beton, yaklaşık olarak değişik şekillerde ve genel anlamda 5000 yıldan beri kullanılmaktadır. Eski Mısırlılar kil harcını piramitlerin yapımında kullanmışlardır. Harç kireç taşının (CaCO3) ısıtılması ve karbondioksit gazının (CO2) çıkarılması ile elde edilmekteydi. Elde edilen kireç, agrega ile karıştırılarak harç olarak kullanılmaktaydı. Daha sonra CO2 olarak sertleşen orijinal CaCO3 veya kireç taşına çevrilmekteydi. Su ile sertleşen hidrolik çimentonun bulunuşu, Romalılara kadar uzanır. Romalılar kireç hamurunu, pozolanik volkanik küle karıştırmaktaydılar. Bu amorf silisten oluşan pozolan, suyun mevcudiyetinde alkali ile kimyasal olarak reaksiyona girerek silis jeli olarak sertleşir.(vikipedi)
Pozolan kelimesi, maddenin bulunduğu Pozzuoli isimli İtalyan kasabasından gelmekteydi. Bu konuda ilk patent İngiliz James Parker'e 1796'da verilmiştir. 1824'te de İngiliz duvarcısı Joseph Aspdin kireç taşını kille yakarak bir bağlayıcı madde, çimento elde etti. Portland Adası'ndaki kireç taşına benzediği için Portland çimentosu ismini verdi. Bundan sonra yapılan evler barajlar yollar çimento karıştırılan agregalarla yapılmaya başlandı.(vikipedi)
Ülkemize ve hatta günümüze gelecek olursak, betonarme yapıların özellikle ülkemizde çoğunlukta olduğunu görürüz. Beton dediğimiz yapı içerisinde birden fazla bileşenleri barındıran yapıdır. Özü itibariyle agrega adını verdiğimiz; kum, çakıl, mıcır, taneli mineral malzeme ile onların birbirine yapışmasını sağlayan çimento ve sudan oluşur. Betonun sınıfları vardır, bu ayrımla belirlenmiş her bir beton sınıfının dayanma gücü ve maliyetleri farklılık göstermektedir. Beton sınıfları concrete (beton) kelimesinin baş harfi olan "C" ile ifade edilir. Yaygın beton sınıfları; C16, C18, C20, C25, C30, C35, C40, C45, C50 beton sınıflarıdır. Örneğin C20, 28 günlük karakteristik basınç dayanımı 20 MPa yani 200 kgf/cm² olan betondur.
C20 beton günümüzde inşaat sektöründe kullanılan en dayanıksız, güçsüz betondur. C20 betonun 1 cm² si, 200 Kg bir yüke dayanabilecek şekildedir. Günümüzün inşaat teknolojisinde bu oran çok düşük kalmaktadır. Bu beton sınıfı genel olarak ''Grobeton'' olarak kullanılmaktadır. (Grobeton : Bina temelini yaparken zemini düzlemek için kullanılan 15-20cm kalınlığında dökülen ve içerisinde inşaat demiri bulunmayan betondur.)
Beton sınıflarını detaylandıracak olursak ;
C25 beton : 1 cm² si, 250 Kg yük taşıma kapasitesine sahip olan beton sınıfıdır. Maliyeti düşürmek adına tercih edilir. C25 beton sınıfının yapılarda ki güvenliği ve dayanıklılığı sağladı söylenemez.
C30 beton : 1 cm² si, 300 Kg yük taşıma kapasitesine sahip olan beton sınıfıdır. Deprem bölgelerinde özellikle yapılacak inşaatın en az beton sınıfının C30 olması elzemdir.
C35 beton : 1 cm² si, 325 Kg yüke dayanabilecek durumdadır. C35 beton ile yapılan binalar, depreme ve diğer doğal afetlere dayanma gücü en yüksek yapılardandır. C35 beton, günümüz şartlarında en dayanıklı beton sınıfındandır desek yanlış söylemiş olmayız.
Bu bilgiler ışığında almayı ya da kiracı olarak oturmayı hedeflediğiniz binanın dayanıklılığını bir kaç soruyla asgari düzeyde öğrenme imkanına sahip olabilir, gelecek planlarınızı bu bilgiler ışığında şekillendirebilirsiniz.
Saygılarımızla...
Mücavir Alan Nedir ?
Mücavir alan bakanlıkça kısa haliyle bu şekilde tanımlanabilmektedir. Tanımı detaylandıracak olursak; idari olarak bir sınırı ifade etmemekle birlikte kontrol, sorumluluk ve denetim adına belediyelere verilen yetkidir. Mücavir alan imar bakımından belediyenin kontrolü ve sorumluluğu içerisindedir. Bu alanlar belediye merkezine yakın olmak zorunda değildir. Zaten belirttiğimiz üzere sadece yetki ve denetim açısından belediyeye verilen bir sorumluluktur. Farklı bir belediyenin sınırları içine girmediği sürece belediye merkezine yakın olma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Peki Mücavir Alan Sınırı ile Belediye Sınırı Arasındaki Fark Nedir ?
Bakanlığın ayrımına göre : "Belediye", Belde halkının ortak yerel gereksinmelerini karşılayan ve belde hizmetlerini gören kamu tüzel kişiliğine sahip yerel yönetim kuruluşudur. “Belediye Sınırı”, bir belediyenin Yasa kurallarına göre belirlenen sınırlarıdır. İl ve ilçe merkezlerinde zorunlu olmak üzere, nüfusu 5000 ve üzerinde olan yerleşim birimlerinde belediye kurulmaktadır. Belediye, mahalli yöneticisi olan idari birimlerdir. Belediyeler, o çevre halkı tarafından seçilen bir belediye Meclisi ile bir Belediye başkanı tarafından yönetilir. Gerek idari, gerekse mali bakımdan bağımsız olan bir teşekküldür. Köy, mahalli idare teşkilatının en küçük yerleşim yeri, muhtar ile tüzel kişiliğe sahiptir. Mücavir alan sınırı ise belediye sınırlarının dışında, imar mevzuatı bakımından belediyelerin kontrol ve mesuliyeti adına verilmiş olan sınırdır. Belediye ya da il, ilçe ve köy sınırları birer idari sınırdırlar. Mücavir alan idari sınır değildir. Örneğin, bir alanda belediye kurulup, belediyenin seçilmiş organlarının iş başına gelmesi bu alan içindeki köylerin idari varlığı ve tüzel kişiliğinin sona ermesine yol açar. Oysa bir köyün mücavir alan sınırlarına alınması, köyün idari ve tüzel kişiliğinin sona ermesi anlamına gelmez.
2021 yılı tapu müdürlükleri yıllık işlem yevmiye istatistikleri açıklandı. 2021 yılı tapu müdürlükleri yıllık işlem yevmiye istatistikleri, aynı zamanda seneyi en yoğun geçiren müdürlükleri de ifade ediyor. Tapu müdürlüklerindeki 2021 yılı yıllık işlem yevmiyeleri ve ret kararları istatistiklerine bakıldığında da en çok işlem yapılan müdürlük Ankara Çankaya oldu. Ankara Çankaya'daki tapu müdürlüğünü sırasıyla, İstanbul Esenyurt ve Gaziantep Şahinbey takip etti.
2021 TÜİK verilerine göre en çok otomobil 3.162.884 adet ile İstanbul'da yer alırken, 1.667.331 adet Ankara, 863.140 adet İzmir, 583.107 adet Antalya, 565.707 adet ile Bursa takip etti.
Otomobil piyasası için son 2 yıldır bir hayli sıkıntılı süreçten geçiyoruz. Son zamanlarda tüketici beklentisini ve algısını da epey değiştirmiş durumda. TOGG'un piyasaya çıkışı, Dünya markalarının elektrikli araçlarda model ve üretim sayılarını arttırması, bizi gelecekte otomobil dünyasında ciddi değişliklerin beklediğini haber veriyor. Tüketicilerin kimi fiyat performans markaları, kimi global markaları tercih ederken, kimileri ise yeni ufuklara yelken açıyor.
Peki ya sizin tercihiniz ne yönde olacak ?